Türk futbolunda tarihi zirve – GALATASARAY.ORG


Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor Kulüplerinin başkanlarının da dahil olduğu Habertürk Kanalı’nda düzenlenen ortak programda yer aldı.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Trabzonspor Kulübü ve Kulüpler Birliği Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun katılımlarıyla gerçekleşen yayında, Türk futbolunun içinde bulunduğu problemlerin aşılması konusunda ortak irade ortaya koyuldu. 

Başkan Burak Elmas konuşmasının başlangıcında, “Bugün bu programda dört başkan olarak eğer bir sayıya dayandırabileceksek, birinci ligde toplam pasolig kart adedinin yüzde 78’i burada oturuyor temsilen. Ciddi kronikleşmiş problemlerimiz var… Bunların kavga ile çözülemeyeceği çok açık ve net tecrübe ile sabit. Önümüzde yeni bir sezon daha başlıyor. Bunları halletmezsek yeni bir kaos sezonuna daha başlayacağız. Sayın başkanlarımızla konuştuk. Bu problemlerin çözümünün kulüplerimizin ve futbolun devamlılığı için mecbur olduğuna hemfikiriz. Birlikte bu sorunları çözelim. Sahada rekabet edelim; ancak dışarıda bu sorunlar çözülmeden sahadaki rekabet amacına ulaşmıyor.  Çünkü futbolun değeri artmıyor. Sayın başkanlar da aynı görüşü verdi. Sağ olsun onlar da açık yüreklilikle ve açık fikirlilikle bu masaya oturdu… Bugün bu programa vesile oldu. Bu tartışmaya bugün çok önem veriyorum. Futbol çok önemli Türkiye için. Bizim buraya artık sorunları kişiye zimmetleyerek değil, sorunların derinine inerek onları çözmek, izleyenlerin zevk alacağı bir spor olmasına vesile olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.

“SEYİRCİ DEĞİL, KAPTAN OLACAĞIZ”

Yayıncı kuruluşun kulüplere olan mali yükümlülüklerinin yerine getirmemesi ve kulüplerin haklarını savunmak açısından TFF’nin yetersiz kaldığını vurgulayan Başkan Burak Elmas, “Biz Türk futbolunun sahibiyiz kulüpler olarak. TFF’yi bizler adına oyunu yönetmesi için seçiyoruz. Gelinen noktada TFF kulüplere rağmen Türk futbolunu yönetiyor. Biz burada artık seyirci değil kaptan olacağız. Türk futbolunu geliştirmek için yaptırım yapan, risk alan ve bazen de tepki gören kulüpler bizleriz. Garip ve anlaşılamaz bir yayıncı kuruluş ilişkisi var. Bu yayıncı kuruluşu zorla ihaleye biz sokmadık. Şartnameyi biz belirlemedik. Yayıncı kuruluş bu şartnameyi inceleyip, hesabını kitabını yapıp bu ihaleye girdiyse anlaştığı üzere bunun bedelini ödemek zorunda. Biz borçlarımızı hiçbir zaman erteleyemiyoruz. Ayrıca kulüpler olarak yayıncı kuruluştan zengin değiliz. Niye biz onları idare edelim? Böyle bir yükümlülüğümüz yok. Ali başkanın söylediği gibi her sene başında indirim yapılıyor. Biz 5 senelik bir ihale yapmadık. Her sene bu indirim pazarlığı ile yeni bir daha  ihale yapıyoruz… Oyuncularımızın kontratlarını 3-4 sene yapıyoruz ama yayıncı kuruluş ihalesi her sene gerçekleşiyor. O zaman her sene ihale yapalım” diye konuştu. 

Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulunun sistemsel olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğine işaret eden Başkan Burak Elmas, “İkinci konu kurullar. Kurullar konusunda sanırım Süper Lig’de kurullardan memnun bir kulüp yok. Dönem dönem Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve biz şikayet ediyoruz. Bu ne demek? Sistem çalışmıyor demek. Bizler bozuk sistemin başına insanları değiştirerek sistemi düzeltmeye çalışıyoruz ama  sistemi düzeltemezseniz istediğiniz kadar başındakini değiştirin bu düzelmez. Tahkim Kurulu futbolun en üst yargı organı. Disiplin Kurulunun verdiği cezalara itiraz mekanizması. Mevcut yapıda birbiri ile ortak iş yapan iki başkan var. Biri Disiplin Kurulunun, diğeri Tahkim Kurulunun başkanı. Beraber kitap yazmışlar. Şunu da biliyoruz ki Disiplin Kurulundan verilen cezalara itiraz edince, Tahkim Kurulunda indirecekler. Böyle bir sistem olur mu? Eski hakemlerimiz her hafta, hakemlik camiasının içinin ne kadar çürümüş olduğunu anlatıyorlar. Ben şu ana kadar açılmış hiçbir dava görmedim. Hakemler kendileri anlatıyorlar. Böyle giderse biz yine sistemi düzeltmeden problemleri, şahıslara zimmetleyip, birbirimizle kavga edeceğiz. Orada oturanlar yine oturacak. Biz yine problemlerle yaşayıp kavga edeceğiz  ve toplumun gerilmesine sebep olacağız. Bunu çözümü şu. Tahkim ve disiplin kurulu ile ilgi önerileriniz var. Bu yapı adaletli bir yapıya dönecek. Bir gün Fenerbahçe, diğer gün Beşiktaş, Trabzonspor veya diğer kulüplerin oyuncusuna verilen ya da verilmeyen kararlara yönelik aynı fiilden dolayı farklı cezalar görmekten şikayet etmeyecek. Bunu biz teklif edeceğiz. MHK da çalışmıyor. Oyunu hakeme rağmen güzelleştiremezsiniz. Bu kadar yatırım yapıyoruz. Bu kadar kulüpler borca girdi. O sistem çalışmadığı zaman mücadele edemiyoruz. Oyun güzelleşmiyor. Orada da bağımsız bir sistem olması lazım. Bugün TFF kendi kararlarını ceza veren kurul eve o cezayı tekrar değerlendiren Tahkim Kurulunu kendisi atıyor.  Maaşlarını kendi veriyor. Kendi atadıkları, kendi yargı kararlarını denetliyor. Böyle bir sistem olmaz” dedi.

Kurulların güvenilirliğine ilişkin AİHM kararının hatılatılması üzerine Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, “Bu devletimizi etkileyen bir şey aslında. AİHM’deki kararlara devletimiz itiraz ediyor. Tazminatları denetimiz ödüyor. Buradaki kurumların yapısal bozukluğundan dolayı devletimizin AİHM nezdinde itibarı da zedeleniyor. Bunu düzeltmek lazım. Başkanlarım söylediler biz bir ültimatom vermedik. Bu sorunları halletmemiz lazım dedik. Biz de içinde oluruz, tavsiye veririz ama beraber olmamız lazım. Bizim kişilerle problemimiz yok. Bu problemlerin halledilmesi ile ilgili bir mücadele var. Çünkü bu problemlerle hiçbirimiz yaşayarak devam edemeyiz. Bugün bir cevap geldi. Cevabı anlamanız mümkün değil. Birçok yeri yanlış.” değerlendirmesinde bulundu.  

“BİRBİRİMİZİN HAKSIZLIĞA UĞRAMASINA GÖZ YUMMAMALIYIZ”

Türk futbolunun ilerlemesi için her kulübün diğerinin hakkına sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Başkan Burak Elmas, “Sayın başkanlarımla bir irade ortaya koyuyoruz bugün. Umarım sonunda da başarılı oluruz. Bu işi düzeltmeyi başkalarına bırakmayacağız artık. Her birimiz kulübümüzün iradesini buraya koyuyoruz. Burada da samimiyet esas. Eğer Trabzon’un hakkı bizim hakkımız olmazsa Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın hakkı olmazsa olmaz… Yani bizlerin birbirinin hakkına sahip çıkması lazım. Başarı için birinin haksızlığa uğramasına da göz yummamamız lazım. Bundan sonra biz gelen teklifleri kabul eden kulüpler değil, kendisi teklif getiren o sistem adına o tekliflerin uygulanması adına da baskı yapan kulüpler olacağız. Bu sistemin değişmesi lazım ve inanın çok fazla çalışma var. Ben Kulüpler Birliği’ne daha sonra girdim ama Hakem müessesesinden Tahkim Kuruluna kadar kulüplerimizin profesyonelleri, başkanları çok güzel çalışmalar yapmışlar. O tozlu raflardan o çalışmalar çıkacak ve biz kulüplerin iradesi o çalışmanın arkasına koyarak bunu değiştireceğiz ya da değiştireceğiz başka şansı yok.” Yorumunu yaptı.

Türkiye’de uygulamaya konulan yeni yabancı sınırlaması hakkında Başkan Burak Elmas, “Yabancı kuralı konusunda bütün Süper Lig kulüpleri mutabık ve bu deklarasyon yapıldı. Bu kural kulüplerin iradesine rağmen alındı ve samimiyetsiz alındı. Yani siz bugün en son dönemin en iyi kurulmuş bana göre milli takımlarından biri olan en son takımımız, sizin veya o sırada orada bulunan teknik direktörün başarı elde edememesinde bile başarısız oluyorsa bunun sonucu yabancı kararıyla bize dönemez. Daha önceden Türk oyuncu bulamıyoruz diyorlar son derece iyi Türk takımımız var. Uluslararası çok iyi takımlarda oynayan oyuncularımız var. Dolayısıyla iyi bir milli takımımız var. Bu dönemde çıktı bu yabancı kuralı. Oyuncularımız eşit rekabet şartlarında yurt dışında çok iyi takımlarda oynuyorlar. Bugün Fransa’da şampiyon takımda iki Türk var. Premier Lig’de oyuncularımız var. Daha önce yoktu bu. Siz bu oyuncularla milli takımda başarılı olamıyorsunuz. Farklı ne çıkacak bu kararla? İkincisi arka planda saçma sapan konuşulan milli marş okunmuyormuş. Etiyopyalı atlet milli takım formasıyla başarılı olunca herkes çok mutlu oluyor biz de milli marş okunmuyor. Hakikaten çok garip saçma sapan kişisel kaygılarla alınan kararlar var ve bu kararların çoğu bizlere rağmen alınıyor. Biz bu işi bilmiyoruz. Federasyon büyük abi. Siz bilmiyorsunuz, biz sizden daha iyi biliyoruz bunu yapın diyor. Bu olamaz. İşi bilen biziz, kulüpleriz. Biz ne istiyorsak oyun için, ortak istiyorsak hepimiz için yapılmalı.. Mesela yabancı kuralında diğer liglerden bahsediliyor; ama o Avrupa Birliği’nde olan liglerin tümü Avrupa Birliği’nde oyuncu oynatma hakkı olduğundan bahsedilmiyor. Oradaki yabancı hakkı ile bizdeki farklı. O da yapboza döndü.  Her sene bir ülkede yabancı hakkı konuşulur mu? Bunlar çocuk oyuncağına döndürülecek konular değil. Çünkü dönemsel başka kaygılarla verilmiş bir kararlar var. Size çok enteresan bir şey anlatacağım. Anlatıp anlatmama konusunda teredütlüydüm; ama anlatacağım. Bizim bir oyuncumuzun transferi konusunda başka bir kulüple bir davamız var. Bu davaya biz itiraz ettik ve mahkemede görülüyor. UEFA bunu devam eden problemli alacaklı statüsünde kabul edip bize ve oyuncumuza izin verdi.  TFF bize Avrupa kupasında oynatmamız gerken oyuncu için izin vermedi! Gerekçe yok! Vermedi. Neden vermedi biliyor musunuz? Bu akşam biz ne diyeceğiz onu bekliyorlar. Galatasaray Spor Kulübü bugün TFF ile ilgili hangi tutumu takınacak onu anlayamadılar hala. Bizim problemimi konularla, insanlarla değil. Konuyu halleden kim olursa teşekkür ederiz. Konuyu halletmekle yükümlü olan TFF. TFF konuyu delege ediyor. Ben bakanlığa gidip kulüpler olarak Türk futbolunun problemlerini halletmek zorundaysam o zaman TFF’ye neden ihtiyacımız var? Dolayısıyla görevlerini yapmalarını ve bu görevi layıkıyla yapmalarını istiyoruz. TFF’den indirim alırken biz oyuncu kontratlarına indirim vermiyoruz. Birçoğu kabul etmedi. Aynı bedelleri ödüyoruz. Bize naklen yayında problem var, sizin ücretinizi kesiyoruz ama oyuncularınkileri de kesiyoruz diye bir şey demediler. Zaten öyle bir hakları da yok. Vergi affından yararlandık ama imzaladığımız Bankalar Birliği anlaşması gereği önce vergiler ödeniyor… Onun vadesiyle vergi borçlarınızın vadesi birbirine uymuyor. Yeni bir vergi artışı oldu. Yüzde 40 vergi ödüyoruz. Oyuncuların vergilerini de biz ödüyoruz. Ben hiç TFF’nin Bakanlığa gidip de kulüpler zor durumda düşüyor dediğini duymadım.  Ben problemimi kendim halledeceksem kulüplerle beraber o zaman TFF’nin görevi ne bunu tartışmak lazım.” dedi.

“TFF İLE HİÇBİR TOPLANTIYI ZABITSIZ YAPMAYACAĞIZ”

TFF ve yayıncı kuruluş ile ilgili problemlerinde çözümünde müşterek noktalarda uzlaşı olmaması durumunda maçlara çıkılmaması kararının bir opsiyon olup olmadığı sorusuna Başkan Elmas, “Sayın başkanlarımızla yaptığımız toplantıda ben şunu sordum. Biz bu problemlerde mutabık mıyız? Hepimiz mutabıkız. Bunun en uç önlemi bu problemler çözülmezse bu oyunun devam etmemesi. Çünkü bu şartlarda bizim oynama ve mücadele etme şansımız yok. Türk futbolunun devamlılığı tehlikede. En son raddeye gitmeye hazır mıyız sorusuna hepimiz mutabık mıyız sorusuna yanıt verdikten sonra bunu açıkladık. Niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Şu anda üzüm yok, bağcı ortada dolaşıyor. Oyun artık eski ilgisini kaybetmeye başladı. Seyirci sayısı azalıyor. Avrupa’da Türk futbolunun derecelerine bakarsınız ortada. En son Milli Takımımızın elde ettiği sonuç ortada. Sahada başarı yok. Sürekli kulüpler birbiriyle kavga ediyorlar. Açık ve şeffaf bir çözüm yok… Biz hocamıza ve oyuncularımıza verilen haksız davalardan dolayı kavga ediyoruz… Sonra da ceza alıyoruz. Ses çıkar, kulübünü savun, sana para cezası veya hak mahrumiyeti cezası veriyorlar. Sorun ne oldu? Sorun üç hafta sonra yine geliyor. Orada oturup sorunu çözmemelerinin bedeli Türkiye’deki stres olarak dönüyor.. Bugün şampiyonluğa yürürken bir konu hakkında birbirimizle kavga ediyoruz. Hakkaniyetli ve adil bir sistem olsa, doğru kararlar verilse böyle kavgalar olmayacak. Türkiye’yi germeye bu kadar hakları yok. Biz burada sağ olsun sayın başkanlarla aynı fikirdeyiz. Bu artık idare edilebilecek bir sistem değil. Ya çözeceğiz ya da çözeceğiz. Bunu şeffaf çözeceğiz. Kapalı kapılar ardında değil.  Biz Galatasaray olarak TFF olan hiçbir toplantıyı zabıt olmaksızın yapmayacağız. Kapalı kapılar ardında başka, dışarıda başka konuşuluyor. Kulüpler Birliği’nde de bunu teklif ettim. Ahmet başkanımın söylediği gibi biz gizli bir şey konuşmuyoruz. Biz sokakta herkesin futbolla ilgili konuştuğu şeyleri konuşuyoruz. Rakamlarımız açık, ne kadar borcumuzun olduğu açık. Şeffaf şekilde her şeyi biliyor. Bizim konuştuğumuz şeyler de bunun çözümüne yönelik. Hadi bunları da şeffaf şekilde konuşalım. Kapalı kapılar ardında konuşulmasın. Bizim hedefimiz de bu. Burada dirayetli davranacağız. Cesur olmazsak bu işin sonu Türk futbolu ve Türk sporu için değil. Dirayetli bir duruş sergilememiz lazım; çünkü o duruş TFF’den gelmiyor.” şeklinde konuştu.

15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümü anısına Başkan Burak Elmas, “Çok önemli bir süreç geçirdik 15 Temmuz’da. Türk halkı demokrasisine sahip çıktı. 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu hain terör örgütüne karşı halkımızın verdiği mücadeleyi de anımsayarak bu mücadeleyi verenlere teşekkür ediyorum. Umarım bir daha böyle bir şey yaşanmaz.” mesajını verdi.

Süper Lig kulüplerini temsilen Avrupa’daki emsalleri uyarınca bir şirket kurulması ile ilgili Başkan Burak Elmas, “Böyle bir model üzerinde Sayın Ahmet Ağaoğlu Başkan bu şartla Kulüpler Birliği Başkanı olmayı kabul etti. Umuyorum ki onun döneminde Kulüpler Birliği’nin bu geçişi başarıyla sağlanabilir. Yabancı konusunda bir ekleme yapmak istiyorum. TFF’nin Kulüpler Birliği’ne  cevaben yazdığı mektuptan bir bölüm okuyacağım. Bu yabancı kararının arkasındaki sebeplerin ne kadar geçersiz ve gerçekten uzak olduğunu göstermek için. Süper Lig’de 10 yıl önce bir sezonda tescil edilen yabancı sayısı 150 iken, iki katından fazla artarak geçen sezon 356 olmuştur. UEFA’nın incelediği 11 Avrupa Ligi arasında sadece İngiltere ve İtalya Ligi’nde yabancı sayısı Süper Lig’in üzerindedir. Geçtiğimiz hafta Avrupa Şampiyonası finalini oynayan iki ülke İngiltere ve İtalya… Demek ki milli takıma daha çok Türk oyuncu bulmak için yabancı sayısı ile oynamaya gerek yok. Kendi açıklamalarında ile bunu net bir şekilde söylemişler.  Yayın ihalesinde satılan hak kulüplerimizin hakkı. Bunu satması, bu hakları pazarlaması için yetki verdiğimiz TFF bunu beceremedi. Dolayısıyla Buradan çıkan sonuç şu. Bizim haklarımızı olması gerektiği gibi pazarlayamayan, bu hakkın değeri düşüren bir aracıya ben bu hakkı vermek istemem… Dolayısıyla bu hakkı burada bizim satmamız lazım. Birkaç kriter var. Futbolda verilen kararlar adil mi? Türk futbolunun marka değeri yükselmiş mi? Milli takımımız başarılı mı? Avrupa’da kulüplerimiz başarılı mı? Bu dört kriter üzerinde değerlendirirsek TFF’nin başarısını kamuoyunun takdirine sunuyorum. Burada artık biz kulüpler olarak kendi oynadığımız ve birlikte sahibi olduğumuz ligin artık pazarlamasını ve yönetimini de kendimiz yapmamız lazım.” dedi. 

“TFF’DE FATİH HOCA İLE PROBLEMİ OLAN KİŞİLER VAR”

Türkiye Futbol Federasyonu’nun sistemli bir yapıya kavuşması gerektiğini ifade eden Başkan Burak Elmas, “Biraz önce Ahmet Başkan okudu. TFF’nin genel kurulda yapmak istediği değişiklikler elimize ulaştı.  Bizim Tahkim ve Disiplin Kurullarıyla ilgili bağımsızlık endişe ve kaygılarımızın üzerine o değişikliği yapmaları mantalite olarak ne kadar uzak olduğumuz gösteriyor. O değişiklik bizim ağzımıza bir parmak bal çalmak için yapılmış, sistemi düzeltmek için yapılmamış. TFF Kulüpler Birliği’nin çağıracak önce bizim tekliflerimiz üzerinden konuşulacak. Bizim tekliflerimiz hazır.Eksik olan şeyleri de tamamlarız. Zaten konuya hakimiz, ne istediğimiz biliyoruz. Tekliflerimize onlar yorum getirerek ivedilikle bu konuda eylem planlarını bizimle paylaşarak iyi niyetlerini gösterecekler.  TFF uzun bir süredir sistemsizlik sisteminden besleniyor. Kişilerin birçok kişiyle problemi var. TFF’de örneğin teknik direktörümüz Fatih hoca ile problemi olan ciddi kişiler olduğunu ve orantısız cezalar verilmek üzere planlar yapıldığına bilfiil şahit olduk ve gördük. Ali başkan kendisi için de olduğunu söyledi. Kararlar yanlış, kişi bazlı ve sistemsiz veriliyor. İnsanlardan bağımsız sistemler kurmazsanız ileriye gidemezsiz. Bizde insanların kişisel ilişkilerine dayalı, kişisel sevgi ve sevgisizliklerine dayalı kararlar alan bir mekanizma üzerinden Türk futbolu yönetiliyor. Biz bu çözümlere mecbur olduğumuzu ve en uç önlemleri almaya hazır olduğumuzu söyledik. Burada TFF iyi niyetliyse ivedilikle çağırır, sorunları beraber tartışalım, süre ve eylem planı belirleyelim der. Birtakım sorunların kanun nezdinde halledilmesi gerek. Burada da biz kendi kulüplerimizde çalışan profesyonel arkadaşlarımızı TFF’ye yardımcı olmaları için görevlendirelim ve hızlıca halledelim. Ortada böyle bir irade yok. Bağımsız hukuğun, Disiplin ve Tahkim Kurulunun bağımsız karar vermesi isteğimize karşı gelen garip bir metin var. Bizi dinleyerek çözümlerimizin adapte edilmesine ihtiyaç var. TFF’nin de kendi içerisinde zorunlulukları vardır. Onların da zamanlama açısından kontrolünde olmayan bazı şeyler var. Kanun değişiklikleri yapılması lazım. Bunların hazırlanıp sunulması için zaman lazım. Biz bunları anlayışlar karşılıyoruz ama bu konuda çalışıldığını ve doğru çalışmanın yapıldığını biliyor olmamız lazım. TFF yaptırımlarına sürekli devam ediyor. Ona rağmen hakemlerden şikayet etmeye devam ediyoruz. Yaptırımlar bizi durdursaydı bugüne kadar durdururdu. Bu yaptırımlar bizim kişisel beklentimizden dolayı değil, Türk futbolunun geleceği için yapılması gereken eylemler. Devletimiz Türk futboluna bugüne kadar belki yapılmamış yatırımı yaptı. Birçok yere stat yapıldı, Türkiye’nin dört bir yanına yeni tesisler yapıldı. Devletimiz tesis yaptı, oyunu güzelleştirme sorumluluğunu yerine getirme zorunluluğu olan kurum bunu yapmıyor. Süper bir kültür merkezi yapıp içerisinde oyun sergilemiyoruz. Biraz delege etme alışkanlığı var. Her şeyi devletten öyle istek geldi diye delege ediyorlar. Buna inanmıyorum. Çünkü hakikaten burada amaç Türk futbolunu Avrupa’da başarılı olması, düzgün bir örgüt olarak yönetilmesi. Burada böyle bir talimat geleceğini zannetmiyorum. Yapmak istemedikleri konuları yukarıya delege etme alışkanlığı var. Orada da samimiyet görmüyorum açıkçası” diye konuştu.

Avrupa’nın önde gelen liglerinin şirketleşme modeli açısından örnek olabileceğini söyleyen Başkan Burak Elmas sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Premier Lig var. La Liga var. Bunlar her şeyiyle ciddi manada öne çıkmış olan ligler. Bu modellerin Türkiye’ye uyarlanmış şekliyle uygulamak çok zor değil. Burada en önemlisi irade göstermek ve birlikte hareket etmek. Sadece Galatasaray’a, Fenerbahçe’ye veya Beşiktaş’a avantaj sağlayacak bir kuralı tek tek istemek değil, Türk futbolunun faydasına olacak, buradaki hakkaniyetsizlikleri hepimizin adına giderecek bir planın arkasında durma iradesi önemli. Bugün o irade var. O iradeyi de uzun süre bu isteklerin arkasına koyacağımız ben başkanlarımla yaptığım uzun konuşmalar neticesinde görüyorum. Eğer seçilerek gelen bizler bu dönemde böyle bir katkıyı verebilirsek Türk futboluna ciddi bir hizmet vermiş oluruz. “

“Bu TFF’ye karşı kulüpler yayını değil. Türk futbolunda bir devrim yapma mecburiyetimiz var. Bu bir seçenek değil, mecburiyet. Bu mecburiyet adına bir aradayız ve bu iradeyi ortaya koyuyoruz. Aynı tarihi sorumluluk TFF’de de var. TFF’inn mevcut yönetimi gerçekten isterse bu devrimin lideri ve büyük bir parçası olabilirler. Eğer tercih ederlerse… Bu devrim onlar istese de istemese de olacak. Gönül arzu eder ki onlarla birlikte, onların da liderliğinde bu devrimi yapalım ve Türk futbolunu buradan çıkaralım. Tamamen bu TFF’nin sorunları değil bunlar. Bunlar kronikleşmiş ve uzun zamandır devam eden sorunlar. Hakem sorununu hep tartışıyorduk. Cezaları da aynı şekilde. Biz aramızda kavga çıkaran bu sistemsizlikleri ortadan kaldırarak rekabeti sahaya indirmek istiyoruz. İyi olan kazansın diyoruz ya hep. Bu sözden sonra artık, ‘hakem böyle yapmasaydı’ kazanırdık cümlesine dönmesin. Artık herkes çalışmasının hakkını sahada alsın istiyoruz. Yapılacak çok net. Çok zor bir formül yok. TFF bu devrimin bir parçası olmak isterse çok hızlı ilerleriz ve çok daha güzel bir Türk futbolu görürüz. Aydınlık günlere geliriz. Bu bir kavga değil. Birlikte çalışarak bir devrim yapma mücadelesi ve bir mecburiyeti yerine getirme mücadelesi.” 

“BORÇLARDAN FEDERASYONLAR DA SORUMLU”

“Ahmet Başkan borçlardan kulüpler olarak sorumluyuz dedi; ama şunu da unutmamak lazım. Kulüplerle  aynı sorumluluğu hatta daha fazlasını federasyonlar taşıyor. UEFA FFP kuralları 15-20 yıldır var. Sektörü denetleme görevini yerine getirmediği için Türkiye Futbol Federasyonu, borcun katlanmasına izin verdiler. Bu da niye sistemin çalışmadığına bir örnek. Üç senede bir UEFA ile anlaşma imzaladık, onlar bizi denetledi. Aslında bu görevi başından beri federasyonlarımız doğru yapsaydı, finansal sorunların birçoğu bugünlere gelmemiş oldurdu. Bu dönemi çok önemsiyorum. Hepimizin Türk futbolu adına cesur olması lazım. Hepimizin rekabet etme mecburiyeti var. Hiçbirimiz kulüplerin başarısından ödün vermeyeceği tabii ki. Bunları çözmezsek o başarının da anlamı kalmayacak. Galatasaray geçen seneyi ikinci bitirdi. Şampiyonlar Ligi’ne katılmak için üç eleme oynayacağız. Beşiktaş şampiyon oldu direkt gidecek; ama seneye şampiyon da direkt gidemeyecek. Bunları düzeltmezsek bizlerin çabalarının da meyveleri yeteri kadar olmayacak.” 

Başkan Burak Elmas, “Bu güzel yayını gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederim. Kıymetli başkanlarıma birlikte bu güzel sohbeti yapıp kamuoyuna bu güzel mesajları vermemizi sağladıkları için teşekkür ederim. Galatasaray olarak Türk sporunda, Türk futbolundaki problemlerin hallolması için tüm irademizi, çözümlerin arkasına koymaya hazırız. Burada da çok samimi olacağız. Diğer başkanlarım zaten samimi. Bunu sadece kendimiz adına değil, tüm kulüplerimizin adına yapacağız. Bundan sonra da izleyicilerden, kamuoyundan ricam, burada konuştuğumuz, yapılması gerektiğini söylediğimiz konuları yakından takip etsinler. Çünkü bunları şeffaf ve açık yapacağız. Bugün söylediğimiz tavsiyeleri şeffaf bir şekilde paylaşarak TFF’ye götüreceğiz. Hem bizim bu taahhütlerimizi yerine getirip getirmediğimizi hem de bu tekliflerin yerine getirilip getirilmediğini takipçisi olsunlar. Kamuoyu desteği olmazsa bu konular hızlı şekilde hallolmaz. Bu vesile ile herkese teşekkür ederim ve iyi bayramlar dilerim.” cümleleriyle  sözlerini noktaladı.


Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.